23 Eylül 2012 Pazar

Evren okyanusunda minik birer kayıkçığız her birimiz...

  İnsan ne için yaşar? Ne için yazar? Çok uzun yıllardır sorulan ama kesin cevabı olmayan kaç tane soru(n) vardır kimbilir...
  Yüzyıllardır insanların düşüncelerini etkileyen büyük adamlar var. Sanatçı olsun, düşünür olsun. Genelde sürü psikolojisini eleştirir dururlar. Neymiş sanatçılar ve toplum yapısına ayak uyduramayan diğer insanlar içinde daha büyük bir potansiyel barındırıyormuş falan.. Saçma! Çünkü diğer açıdan bakmıyorlar hiç. Toplum yapısına ayak uydurabilmiş ve mutlu mesut hayatını sürdürebilen (en azından öyle yapabildiğini sanan) insan herzaman daha iyi hisseder. E ömrümüz de 30.000'tl'si olanın askerliği kadar kısa olduğundan farkındalığa sahip olup ta iğrenç hissetmeyi kim ister? Şimdi bakarsanız her 10 kişiden biri anti depresan kullanmıştır en az(ben istatisliğini nerden bileyim sallıyorum tabii) bu antidepresanlar bir çeşit eşya kaybetme-bulma durumu gibidir. Kendini kötü hissedersin. Doktora gidersin, ilaç içersin bir süre sonra ne tesadüftür ki daha iyi hissetmeye başladığını sanarsın -veya- Apartman merdivenlerini hızlıca çıkarsın, tam kapı önüne gelirsin ve bir bakmışsın anahtarın yok. İçini bir karanlık kaplar.(diyelim ki yarına yetiştirmen gereken bir ödev var ve bitirmen lazım) tüm ceplerini kurcalarsın. Bir an dahileşirsin ve o karmakarışık yoğun gün içerisindeki  30 saniyelik bir anıyı hatırlarsın. Ön sol cebinde bacağına battığı için çantanın gözüne koymuşsundur. Çanta açılır, anahtar çıkartılır, kapı açılır, kapı kapatılır ve konu da kapatılır. Çok benzer etkileri vardır. O da bir çeşit uyuşturucu  ama doğal işte. Zaten vücudumuzdaki doğal hadiselere biraz daha hakim olsaydık, şuan günümüzde her gün kullandığımız/yaptığımız gereksiz şeylerin çoğuna ihtiyaç duymazdık. Ama onlar varlar. Çünkü tepedeki bazı abiler amcalar öyle istiyor. Hatta birçok şey sırf onlar istiyor diye oluyor. Onlar anket defterlerindeki 'hobileriniz nelerdir?' kısmına 'milyonların hayatını mahvetmek' yazıyor. Aslında çılgınca bir ütopya olaraktan : toplumdaki herkes (en acemisinden en ustasına kadar) müzik yapsa, 10 kişiden 1-2'si evlense sadece.(kutsal bir şey çünkü oğlum herkes niye evleniyor? Yanlızlık korkusu mu?) Sadece gerçekten evlenmek isteyen evlense, herkes egolarını bir balonun içine üfleyip havaya bıraksa mesela, sokak hayvanları için de hamamlar açılsa ve Çomar'la Tekir yanyana laflayarak gidip temizlense.. Böyle çok uzayabilir bu liste.  
    Belki inanmayacaksın ama hayat biraz bu yazıya bile benziyor sevgili okur. Çünkü başladığı yerle geldiği yerin alakası olmuyor çoğu zaman. Ve bunun farkına bile varmıyoruz. Evren okyanusunda minik birer kayıkçığız her birimiz. Haa ama bazıları gemi olduğunu sanıyor orası ayrı...

sis

  Bir adım ötesini görmek bile çok zordu. Bu denli yoğun bir sisle daha önce hiç karşılaşmamıştı. Sis tabakasının beyazdan griye geçişi, ner...