30 Haziran 2014 Pazartesi

Başlık, baskı, basınç .... amaaan....




   Issız, puslu ve gündüze göre nispeten serin gecede ilerliyorum. Kafam yine kimsenin işine yaramayacak fikirler, düşünceler ve -aslına bakılırsa- saçmalıklarla dolu. Biraz daha ilerliyorum. İlerideki poşeti köpek sanıyorum ve gülümsüyorum. Zira köpek olsaydı eğilip biraz başını okşardım. Neyse en azından deniz anası ile poşeti karıştırmıyorum. Günler de adımlarım gibi geçip gidiyor. Tek varlığım olan zamanımı nereye doğru ilerlediğimi bilmeden harcıyorum. Ama durup beklemekten daha iyi geliyor bana bu. Bu sürekli ilerlediğim manasına da gelmez elbette. Ama siz sabit duruyorken çevrenizdeki herhangi bir şey hareket ediyorsa, bu size de hareket ediyormuşsunuz gibi hissettirir. Örneğin sabit duran bir arabanın içerisindeyken sizin hizanızdaki bir araba geri geri gidiyorsa, siz sanki ilerliyormuşsunuz gibi gelir. İnsan belli bir yaşa kadar(herhalde yaşlanana kadar falan) ilerlemeyi sürdürür. E yani zaten rasyonel olan da budur. Fakat tüm bunlar bir tür ilüzyon gibi. İnsanlık emekleyerek başladığı ilerleme macerasında zaman zaman koşturdu. İlk zamanlar geriye giden çok fazla kişi yoktu ve bu da kargaşa denen şeyin henüz bilinmemesine sebep oluyordu. Peki ya şimdi?

   Şimdi herkes farklı bir yere koşuyor, kimi emekliyor, kimisi duruyor, kimisi ellerinin üzerinde yürümeye çalışıyor ama kimse hiçbirini yapamıyor. Çünkü herkes birbirine çarpıyor. Ortalık karmakarışık oluyor. Ve benim kafam da karma karışık oluyor. Aklım ermiyor benim öyle büyük şeylere. Algımın kenarlarını bantlamışlar,bakış açım daralmış. Beynim Yüzüklerin Efendisinde'ki Witch-King'in ölümü misali içine göçüyor. Hatta a4 kağıdını buruşturmuşsun ve sonra da topuklu ayakkabının topuğuyla üstüne basmışsın gibi eziliyor. Bu dış etkenlerle ilgili bir şey değil yine de. Daha çok kafanı yukarı doğru kaldırmaya çalışırken elinle aşağıya doğru bastırmak gibi. İşte o kadar içsel. O kadar bireysel.

          Gerçi sinüzit te olabilir, migren de. Çok takılmamak lazım.




sis

  Bir adım ötesini görmek bile çok zordu. Bu denli yoğun bir sisle daha önce hiç karşılaşmamıştı. Sis tabakasının beyazdan griye geçişi, ner...